24’üncü affa da kimse inanmadı

Dünyada en fazla af ilan eden liderlerden olan Suriye rejim lideri Beşşar Esed, 2011’den bu yana tam 24 af kararnamesi yayımladı. Bunlardan sonuncusu geçtiğimiz günlerde imzalanan “ülke dışındaki Suriyelilere genel af” oldu. Suriyeli muhalifler, “düşünce suçluları veya siyasi tutukluları kapsamayan” bu afların, geçmişte olduğu gibi bugün de hiçbir anlam ifade etmediği görüşünde. Suriye Müzakere Heyeti Başkanı Dr. Bader Camus, konuyla ilgili Yeni Şafak’a değerlendirmelerde bulundu.

Binlerce Suriyelinin sadece rejime muhalefet ettiği veya özgür bir Suriye talep ettiği için keyfi olarak hâlâ hapishanelerde tutuklu olduğunu hatırlatan Camus, “Tüm önceki af kararnameleri gibi, bu af da siyasi tutukluları, aktivistleri ve rejime karşı barışçıl direnişte bulunanları kapsamıyor. Abdulaziz el-Hayır, Faik el-Mir, Halil Matuk, Recâ en-Nasır, Rania Abbas, Adnan ez-Zarâi, Zeki Kordillo ve on binlerce muhalif hâlâ kayıp. Bu aflar, gerçekte rejime itaat etmeyen ve güvenlik güçlerine boyun eğmeyen insanları kandırmayı hedefliyor. Suriyeliler, onurlu ve özgür bir şekilde yaşamak istiyor. Fesattan uzak, özgür ve gelişmiş bir Suriye istiyor” dedi.

Af kararnamesinin başında yer alan “Kamu güvenliği ve devleti tehdit” ifadesinin muğlak olduğu ve güvenlik güçlerine geniş yetki tanıdığını belirten Camus, bu ifadelerin Esed’in muhaliflere karşı sert tutumunu devam ettirmesi için geniş bir alan açtığının altını çizdi: “Suriye’nin esas ihtiyacı, uluslararası kararlar ve özellikle Cenevre Bildirisi ile BM’nin 2254 ve 2118 sayılı kararlarına saygı duyan bir siyasi çözüm. Bu çözüm, güvenlik güçlerinin yetkilerini sınırlandıran, halkın güvenliğini ve esenliğini sağlayan, demokratik ve bağımsız yargıya sahip bir devletin inşa edilmesidir.”