REKLAM ALANI
REKLAM ALANI

Pahalgam saldırısı ve nükleer çatışma riski

Pahalgam saldırısı sonrası Alt Kıta yeni gerilim testinden geçiyor. Uluslararası toplumun unutmaması gereken bir konu var. Keşmir üç nükleer komşu arasında bölüşülmüştür ve Pakistan ile Hindistan arasında potansiyel bir nükleer parlama noktasıdır. Sorunun masada çözülmesi herkesin menfaatine olacak.

  • 08 Mayıs 2025
  • 9 kez görüntülendi.
Pahalgam saldırısı ve nükleer çatışma riski
REKLAM ALANI

22 Nisan 2025’te Hindistan’ın kontrolü altındaki Keşmir’in Pahalgam bölgesinde Baisaran Vadisinde turistlere yönelik ölümcül saldırı sonrasında Suudi Arabistan’a yaptığı resmi ziyareti yarıda kesip ülkeye dönen Başbakan Narendra Modi Bihar eyaletinin Madbuhani şehrindeki bir mitingde saldırıyı konuşurken, birden Hintçeden İngilizceye geçti. Anlaşılan dünyaya İngilizce bir mesaj vermek istiyordu. Nitekim öyle de oldu: “Tüm dünyaya şunu söylüyorum: Hindistan her teröristi ve destekçisini tespit edecek, izleyecek ve cezalandıracaktır. Dünyanın öbür ucuna da gitseler peşlerinden gideceğiz. Bu terör saldırısını gerçekleştirenler ve komployu kuranlar hayal bile edemeyecekleri bir ceza alacaklar.”

HAYATINI KAYBEDENLER

YAZI ARASI REKLAM ALANI

Saldırıda 24’ü Hindu, biri Müslüman ve biri de Hristiyan olmak üzere 26 kişi militanlar tarafında öldürülmüştü. Öldürülenler arasında Hindistan deniz ve hava kuvvetlerinden birer, subay, bir de istihbaratta çalışan kişiler de vardı.

Bölgede biri Hindular için bir diğeri de Yahudiler için kutsal sayılan mağaralar vardı ve Pahalgam her yaz hareketli bir dini turizm merkezine dönüşürdü.

LEŞKERI TAYYIBE

Saldırıyı evvel emirde, Hindistan aleyhine silahlı faaliyet gösteren, ‘Leşkeri Tayyibe ‘örgütüne bağlı ‘Direniş Cephesi’ üstlense de 4 gün sonra ‘Direniş Cephesi’nden yapılan açıklamayla saldırı ile bir ilgilileri olmadığı duyurulmuştu.

Hindistan, saldırının arkasında Pakistan’ın olduğunu iddia etse de somut bir delil ortaya koymamıştı.

TARAFSIZ ULUSLARARASI SORUŞTURMA

Pakistan’ın saldırıyla bir ilgisi olmadığını dillendiren Başbakan Şahbaz Şerif, Hindistan’ın Pakistan’ı olayla ilişkilendirmesini ‘temelsiz suçlamalar’ olarak niteleyip kategorik olarak reddetmiş ve saldırıya ilişkin ‘güvenilir, şeffaf ve tarafsız bir uluslararası soruşturma’ çağrısında bulunmuştu.

DAHA DA GERGINLEŞEN ILIŞKILER

İki ülke arasında zaten 1947’den bu tarafa normal olmayan, zaman zaman savaşa evrilen, çoğu zaman gergin atmosferde yürüyen ilişkiler yeniden daha da gerginleşti ve bir kez daha savaşın eşiğine gelip dayandı.

HINDISTAN’DAN SERT ÖNLEMLER

Hindistan saldırı sonrasında diplomatik ilişki düzeyini daha da düşürürken, birçok Pakistanlı diplomatı ‘persona non grata’ ilan etti, açık tek karayolu sınır kapısını kapattı, Pakistan vatandaşlarına verdiği vizeleri iptal etti ve ülkeden çıkmalarını istedi.

HINDISTAN SUYA DOKUNDU

Ama asıl bomba, Hindistan’ın iki ülke arasında Dünya Bankası arabuluculuğunda 10 yıla yakın müzakereler sonunda 1960 yılında imzalanan ‘İndus Suları Anlaşması’nı askıya aldığını duyurmasıyla patlatılmış oldu.

Oysa, anlaşma 65 yıl boyunca ne savaşlar görmüş ne çatışmalara gerginliklere şahitlik etmiş ama dokunulmamıştı. Su uzmanları tarafından dünyanın en başarılı su paylaşım anlaşmalarından biri olarak nitelendiriliyordu. Yarım asırdan fazla bir zaman diliminde bitmek bilmeyen krizleri atlatan anlaşma, her iki ülke için de can damarı olan bir nehir sisteminin sularının paylaşılmasına imkân sağlıyordu.

SUYA DOKUNMA SAVAŞ SEBEBIDIR

Hindistan’ın saldırıya tepki bağlamında aldığı tedbirlere Pakistan anında misilleme yaptı. Hava sahasını Hindistan uçaklarına kapattı, açık tek sınır kapısını kapattı, üçüncü ülkeler aracılığıyla bile olsa ticareti durdurdu. Hindistan diplomatlarını 30 ile sınırlandırdı.

Bu tedbirler dışında Hindistan’a iki de ültimatom verdi. Öncelikle Hindistan’ın suya dokunmasını ‘savaş sebebi’ olarak niteledi ve de iki ülke arasındaki sorunların kendi aralarında ikili olarak çözülmesini öngören (Pakistan’a dayatan) Şemle anlaşmasını askıya alacağını duyurdu.

YA SU AKAR YA KAN

Pakistan’ın önde gelen siyasi hanedanların birisi olan Butto ailesinin 3. nesil siyasetçisi ve aynı zamanda Pakistan Halk Partisi Eş Başkanı Bilavel Butto Zerdari’nin su meselesi ile ilgili yaptığı sert açıklama Pakistan’ın konuya yaklaşımını açıkça ortaya koyması noktasında manidardır.

‘İndus Nehri bizimdir ve bizim kalacaktır. Nehirden bizim suyumuz akacaktır ya da onların kanı’ Dolayısıyla, Hindistan’ın üzerinde anlaşılmış su bölüşümüne dokunması, konvansiyonel sınırlarda kalmayacak bir büyük savaşı, nükleer bir su savaşını tetikleme potansiyeli taşımaktadır.

ASIL SORUN KEŞMIR

Pakistan ile Hindistan arasında, zamana zaman savaşa evrilen, sorunun asıl sebebi Keşmir’in belirlenemeyen, ihtilaflı statüsüdür. Keşmir sorunu çözülmeden iki ülkenin ilişkilerini normalleştirmesi de mümkün gözükmemektedir.

SORUNUN KÖKLERI

Keşmir sorunu Birleşik Krallık’ın Alt Kıtayı terk etmesi esnasında toprakların ‘İki Millet’ teorisi üzerinden Müslümanlar ve Hindular arasında ‘Bölünmesi’ zamanında ortaya çıkan ama bugüne kadar da çözülemeyen bir sorundur.

‘Bölünme’ zamanında bünyesinde İngilizlerin Hindistan’daki doğrudan yönetiminin dışında ama ona bağlı altı yüze yakın beyliğin Pakistan ve Hindistan arasında bölüşülmesinde, Keşmir’de süreç farklı işlemiş, halkının çoğunluğu Müslüman olmasına rağmen yönetimi Hindu Mihracenin elinde olan bölge, Mihracenin bölgeyi Hindistan’a ilhakı ile sonu gelmeyen bir çatışmanın içine itilmiştir.

BM DEVREDE

Hindistan sorunu Birleşmiş Milletler’e taşımış, BM sorunun bir halk oylaması (plebisit) ile çözümü için komisyon oluşturmuş (UNCIP) ancak Keşmirlilerin kendilerini Pakistan’a mı yoksa Hindistan’a mı bağlanmayı oylayacakları plebisit şimdiye kadar yaptırılamamıştır.

Sorunun çözülememesi iki ülke arasında sürekli bir gerginliğin kaynağı olmuş, savaşlar ve atışmalar hiç bitmemiştir.

Gelinen noktada Hindistan sorunun, Şemle Anlaşması mucibince, ikili müzakerelerle çözülmesini isteyip, üçüncü tarafların arabuluculuğuna sıcak bakmamakta, Pakistan ise BM Güvenli Konseyi kararları uyarınca çözülmesini öncelemektedir.

KEŞMIR’DE MEVCUT DURUM

Mevcut durumda 250 bin kilometrekare kadar bir yüz ölçüme sahip olan Keşmir bölgesi, ikisi de facto (Pakistan ve Hindistan), üçüncüsü ise NPT altında (Çin) üç nükleer güç arasında paylaşılmış durumdadır. Dolayısıyla savaş üzerinden bir çözüm sadece bölge için değil tüm dünya için bir kâbus senaryosudur. Her halükârda müzakerelerle çözüm her üç ülke ve dünyanın menfaatine olacaktır.

SAVAŞ ÇIKAR MI?

Pahalgam saldırısı ile birlikte iki ülke yeniden savaşın eşiğine gelmiştir. Özellikle Pakistan ‘suya dokunmanın savaş sebebi olduğunu en üst düzeyden ilan etmiştir.

Genel manada, Hindistan (Modi Hükümeti olarak da okuyabiliriz) kendisine yönelik saldırıları kendi amaçlarını gerçekleştirmede bir enstrüman olarak kullanmaktadır. Bu saldırısı sonrasında da cezalandırma vesaireden bahsetse de, belki de Hindistan ‘İndus Suları Anlaşması’nı askıya alarak amacına ulaşmıştır. Ki zaten son yıllarda su bölüşümünün yeniden müzakere edilmesini dillendirmekte, periyodik olarak yapılması gereken toplantılara katılmamaktaydı. Daha da önemlisi Hindistan Ocak 2023’ten bu yana Pakistan’a anlaşmanın revize edilmesini sağlamak için görüşmelere başlamak üzere dört kez mektup yazdı ‘tatmin edici bir cevap alamadı.’

PAKISTAN’I SAVAŞA YA DA MÜZAKEREYE ZORLAMAK

Hindistan, Pahalgam saldırısı üzerinden ‘İndus Suları Anlaşması’nı askıya alarak ileriye yönelik bir hamle yapmış oldu. Pakistan karşı hamlesinde suya dokunmayı bir savaş sebebi olarak görse de burada Pakistan’ı savaşa çekme tuzağı bekliyor. Yani savaşı Pakistan başlatmış olacak. Ya da 2023’ten beri cevap vermediği yeniden müzakere masasına oturmak durumunda kalacak.

SINIRLI MÜDAHALE

Kanımızca, Hindistan içeriye mesaj vermek için, 2019’da olduğu gibi, sınırlı (surgical operations) bazı operasyonlara girişecektir. Aksi taktirde tam kapsamlı bir savaş ekonomik olarak Pakistan’dan daha çok beş trilyonluk ekonomi oluşturma peşindeki Hindistan’a zarar verecektir. Bu da dolaylı olarak Çin’e de yarayacaktır. Tabiri caizse su hamlesiyle Hindistan ateş topunu Pakistan’ın eline tutuşturmuştur.

Saldırı sonrasında ‘Ateşkes Hattı’nda iki taraf orduları arasında sınırlı ama sürekli çatışmaların meydana geldiğini de zikretmeden geçmeyelim.

NÜKLEER PARLAMA NOKTASI

Pahalgam saldırısı sonrası Alt Kıta yeni bir gerilim testinden geçiyor. Ateşli nutuklarla iki taraftan da tehditler yağıyor. Uluslararası toplumun unutmaması gereken bir konu var. Keşmir üç nükleer komşu arasında bölüşülmüştür ve Pakistan ile Hindistan arasında potansiyel bir Nükleer Parlama Noktasıdır. Dolayısıyla sorunun masada çözülmesi herkesin menfaatine olacaktır.

REKLAM ALANI
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ