Yeni bir Weimar mı? (1)
Trump, yerleşik Amerikan elitlerinin tasfiyesi ile kararlı bir şekilde uğraşıyor. Kabinesinin en göze batan ismi olan, tekno baron Musk’ı bu işin başına koymuş. Doğrusu, bu tarz bir teşebbüs Trump’dan bekleniyordu. Trump’ın gelişinin, ABD’de ihâtalı bir elitler kavgasını başlatacağını öngörenler, tahmin edenler çoktu. Ben, birkaç ihtimâl üzerinde duruyordum. İlki, bu elitler arası kavganın söylemde kalacağı ihtimâliydi. Bu ihtimâl, tecrübeleri artmış ve en az iki ciddî sûikast atlatmış olan Trump’ın,

Weimar Cumhuriyeti zamânında, Belle Epoqué devrinden arta kalan son derecede renkli bir kültürel/sanatsal/bilimsel/ siyâsal bir elitin varlığı dikkat çekicidir. Bilimsel elitler için Albert Einstein ismi neye yetmez? Edebî elitlere misâl vermek gerekse akla gelecek ilk ismin Thomas Mann olacağı muhakkaktır. Weimar demokrasisinin plastik sanatlardaki en büyük isimlerinden birisi hiç kuşkusuz Kandinski; tiyatroda ise Berthold Brecht’den başkası değildir. Siyâsal elitlere gelince, tabiî ki Weimar Cumhûriyetini târihsel olarak öncelese de Bavyera Sovyetini kuran Kurt Eisner, Erich Mühsam gibi, hakikaten de hayranlık verici bir adanmışlığı simgeleyen isimler dikkat çeker. R0osa Lüksemburg ve Karl Leibknecht, bu tarz siyâsal adanmışlığın diğer misalleridir.
Devam edeceğim..