REKLAM ALANI
REKLAM ALANI

Devrimden sonraki yeni iş kolu: Sokak sarrafları

Suriye devrimi ve yeni yönetim yeni bir iş koluna sebep olmuş: Sokak sarrafları… Cadde ve sokaklarda en fazla onların sesleri işitiliyor. Ellerindeki deste deste paralarla çığırtkanlık yapıyorlar. Ya sokağın kenarına attıkları bir domates kasasını kullanarak ya da yolun kenarına park ettikleri arabalarla para değişimi gerçekleştiriyorlar.

  • 23 Şubat 2025
  • 18 kez görüntülendi.
Devrimden sonraki yeni iş kolu: Sokak sarrafları
REKLAM ALANI

Edebiyatta Yasemin Şehri olarak da ifade edilen, Osmanlı döneminin yanısıra İslam öncesi dönemde de kendisine kutsiyet atfedilen Şam’daki durumu gözlemlemeye gelmiştik ve bir taraftan hükümet yetkilileri ve ilgili kişilerle görüşmek için haber beklerden bir taraftan da sokağı gözlemlemek istiyorduk.

ŞEHRİN NABZI

YAZI ARASI REKLAM ALANI

Geniş bir platoya yayılmış ve sırtını meşhur Kasiyun dağına dayamış resmi rakamlarla 3 milyona yakın nüfusa sahip tarihi şehri birkaç günde anlamak tabii ki muhal ama attığımız her adım, gördüğümüz her sahne nabzı tutmak açısından altın değerinde. Bu yüzden gazeteci arkadaşım Ali Atar ile birlikte caddeleri arşınlıyoruz, mümkün olduğunca fazla kişiyle konuşmaya çalışıyoruz.

Türkiye’deki muhaceret döneminden en azından Türkçe öğrenme kazancı ile dönen ya da sokaklarca bolca karşılaştığımız Suriye Türkmenleri olduğu için dolaştığımız yerlerde insanlar Türkçeyi duyunca kulak kabartıyor ya da hemen konuşmaya çalışıyor.

TRAFİK

Sabah vakitleri ve akşama doğru Şam cadde ve sokaklarında, özellikle de kavşaklarda trafik bir kabusa dönüşüyor. Bunun nedeni trafik polisi azlığı olduğu kadar, bunu fırsat bilen çoğu sürücünün temel trafik kurallarına uymaması ve bölünmüş yollar dahil bazı durumlarda ters yola girmekten çekinmemesi. Birçok kavşakta geçiş üstünlüğüne riayet etmemekten dolayı kavşak tam manasıyla kitleniyor ve açması en az yarım saat, bir saat alıyor. Şahsi araba sayısının fazla olmasının da trafik karmaşasında rolü var gibi gözüküyor.

ŞAM’A METRO GEREK

Mihmandarımızın “Şam’a metro gerek” derken son derece haklı. Bu trafik karmaşası çoğu insanın değerli vakitlerini öldürüyor.

Ziyaretimiz esnasında hiç kullanmasak da toplu taşıma için oldukça eski minibüs ve otobüsler göze çarpıyor.

Yine taksiler de Nuh Nebi’den kalma izlenimi veriyor. Rejim zamanında da böyle miydi bilmem ama taksilerde taksimetre göremedik. Taksiye binmeden önce pazarlığınızı yapmanız gerekiyor yoksa iş ödemeye gelince bir ağız dalaşı yaşamanız kaçınılmaz. Şehir içinde taksi kullanımında 40 bin (4 dolar) ila 80 bin Suriye lirasına kadar ücret ödeyebiliyorsunuz.

DESTE DESTE PARALAR

Devrim ve yeni yönetim yeni bir iş kolu oluşturmasına neden olmuş: Sokak sarrafları. Cadde ve sokaklarda en fazla onların sesleri işitiliyor. Ellerindeki deste deste paralarla çığırtkanlık yapıyorlar. Ya sokağın kenarına attıkları bir domates kasasını kullanarak ya da yolun kenarına park ettiği arabalarla para değişimi yapıyorlar. Çoğu buranın Türkmenleri. Kendi aralarında da Türkçe konuşuyorlar. Paranın değerinin çok düşük olması destelerin hacmini artırmış. Para bozdurunca sayması biraz zor. Dolayısıyla suiistimale de açık bulunuyor. Restoran, hotel vb. işletmelerde para sayma makinesi kullanımı yaygın. Sarraftan saymadan aldınız paralardaki suiistimal buralarda ortaya çıkıyor.

SURİYE PARASI KITLIĞI

Rejim devrilince, muhtemelen paranın çeşitli nedenlerle tedavülden çekilmesi, yabancılardan yoğun bir şekilde döviz girişi ve Suriye parasına talebin artması Suriye parasında bir kıtlık oluşturmuş. Bu yüzden her geçen gün paranın değeri artıyor. Paranın değer artışında istikrar, güvenlik ve güvenin etkisi olsa da birçok kişi bu yükselişi piyasada Suriye parasının kıtlığı ve talebin fazlalığına bağlıyor.

Nitekim, Suriye’de bulunduğumuz iki haftalık müddet zarfında ilk geldiğimizde 11500 Suriye lirası olan kur ayrılırken 8000 liranın altına düşmüştü. Memurların maaşları aldığı dönemde tedavüle giren paranın bollaşması paranın değerini de aşağı yönlü etkiliyor.

ESED PARALARI

Tedavüldeki paralar hâlâ Esed dönemi, baba ve oğul Esed’in resimlerinin bulunduğu banknotlar. Eski paralar olduğu kadar gıcır gıcır yeni paralar da dikkatimizi çekiyor. “Yeni para basılmıyorsa bu yeni paralar nereden geliyor?” sorusu akıllara geliyor. Merkez Bankası liranın dolara karşı değerini artırmak için böyle bir oyuna girer mi, soruşturmak lazım.

Paraların değerinin düşüklüğünden dolayı tomarla taşındığını söylemiştim. Irak’ta Saddam döneminde, yine sokak sarraflarından döviz bozarken paralarının kilo ile tartıldığını görmüş biri olarak tuhaf gelmedi ama, aynen bizim yaptığımız gibi, paradan birkaç sıfır atılacağı ve yeni paraların basılacağı her tarafta konuşuluyor.

KUZEYDE TÜRK LİRASI KULLANILIYOR

Kullanılan para ile ilgili izlenimlerimizden şunu da zikretmek gerekir ki, Suriye’nin yönetimi altındaki kuzey bölgelerinde Türk Lirası kullanılıyor ve hatta tercih ediliyor.

ATM KUYRUKLARI

Caddelerde gezerken dikkatimizi çeken başka bir husus da ATM’den para çekme kuyrukları oldu. Yeni yönetimin bankalardan çekilecek para ile ilgili sınırlama getirmesinden olsa gerek, hafta içi (Suriye’de resmî tatil cuma ve cumartesi) neredeyse akşama kadar ATM’ler önünde uzun kuyruklar oluşuyor.

Para ile ilgili konuyu eski rejim dönemindeki bir sosyal çürümüşlükle bitirelim. Konuştuğumuz ve kendisine Esed rejimi döneminde çok düşük maaşlara (normal memurlara 10 dolardan üst düzey memurlara 40 dolara kadar) ve Şam’daki pahalı hayata rağmen halkın nasıl geçindiğini sorduğumuzda ‘Şam rüşvet üzerine yaşardı’ demişti. Yeni yönetim rüşveti büyük oranda bitirmiş.

Ertesi gün, güneydeki Dürzi azınlığın yoğun yaşadığı Suveyda şehrine gidip liderleri ile yeni yönetimi konuşacaktık, yolumuz uzundu.

REJIM ASLINDA 2013’TE DÜŞMÜŞTÜ

Dr. Ahmet Muvaffak Zeydan Suriyeli, iyi tanınan deneyimli bir gazeteci. Suriye’de devrim hareketi içerisinde gençliğinden itibaren yer almış ve bedel ödemiş birisi. Suriye’de Esed rejimi devrilene kadar da çeşitli ülkelerde ‘muhacir’ olarak yaşamış bir şahsiyet. Uzun bir dönem El-Cezire televizyonunun Pakistan temsilciliğini yaptı. Zeydan sadece Arap ve İslam dünyası bazında değil, dünyada Afganistan ve Pakistan’ı en iyi bilen gazetecilerin ön saflarında yer alıyor. Afganistan’la ilgili akademik referans mahiyetinde ‘Afganistan’ın Uzatmalı Misafiri’ başlığıyla hacimli bir kitabı da var. Halen gazetecilik mesleğini ve akademisyenliğini sürdüren, aynı zamanda yeni yönetime yakın Dr. Zeydan ile Suriye’de olanlar ve geleceğini görüştük.

Zeydan, Esed rejiminin hızlı çökmesi ile ilgili, rejimin 2013 yılında İran ve Hizbullah’tan yardım istediğinde düşmüş olduğuna vurgu yapıyor, yine 2015’te, Kasım Süleymani’nin Putin ve savaş uçaklarından destek istediğinde hezimete uğradığının anlaşıldığını, Rejimin İran ve Rus tedavisinde 10 yıldır yoğun bakımda, siyasi mevta olduğunu ifade ediyor.

Ahmet Muvaffak Zeydan

BÜYÜK SORUNLAR

Ülkenin yeni dönemde karşı karşıya olduğu en büyük sorunu, Esed rejimi yüzünden uygulanan yaptırımların rejim yıkıldığından dolayı kaldırılması olarak gören Zeydan, aksi taktirde Suriye halkının bir nevi ekonomik terörle cezalandırılmış olacağına ve bu durumun DEAŞ’a yaracağına dikkat çekiyor. Zeydan, güvenlik durumu, ülkenin tabii kaynaklarına çökmüş PYD/YPG elindeki bölgenin ülke egemenliğine katılarak ülkenin bütünlüğünün sağlanması, 14 milyon iç ve dış göçmenin geri dönüşünün temin edilmesi, yeniden imar ve tüm Suriyelileri kapsayacak hükümetin kurulmasını da yeni yönetimin önündeki büyük sorunlar olarak görüyor.

İLK DEFA VATANLARINA AİDİYET HİSSETTİLER

Halkın devrimi bakışı ile ilgili, tüm Suriye halkının korkunç bir kabustan uyandığını ifade eden Zeydan Suriyelilerin ilk defa vatanlarına aidiyet hissettiklerine vurgu yapıyor, önceki dönemde rejimden istifade eden bazı azınlıkların rahatsız olduğuna dikkat çekerken, yeni yönetimin mezhebi ve dinine bakmaksızın Suriye’nin tüm oluşumları kapsayacağını savunuyor.

YÖNETİM SURİYELİLERİN TÜM OLUŞUMLARINI KAPSIYOR

Dr. Zeydan, yeni yönetimin sadece HTŞ unsurlarından mı oluşuyor sorusuna, yönetimin sadece HTŞ’den oluşmadığını, bakan, vali ve diğer düzeylerde diğer tüm grupları da kapsadığını söylüyor.

SURİYE NE TÜR BİR SİSTEM KURACAK?

Ne tür bir sistem kurulacağı ile ilgili bir öngörüde bulunmanın zor olduğunu ifade eden Zeydan, buna ve Suriye’nin anayasasına Ulusal Diyalog Konferansının karar vereceğini aktarırken, daha çok merkeziyetçi bir yönetim kurulacağını düşünüyor.

ULUSAL DİYALOG KONFERANSI

Ulusal Diyalog Konferansı ile ilgili hazırlık çalışmalarının Hazırlık Konseyi tarafından 15 Şubat’ta başlatıldığına ve konseyin tüm vilayetlerde toplantı yapacağına dikkat çeken Zeydan, Konferansa katılım kriterlerinin bu konsey tarafından belirleneceği bilgisini veriyor.

Osmanlı’da dört kutsal şehirden biri

Suriye’nin başkenti ve en büyük şehri olan, Osmanlı döneminde Şâm-ı Şerif olarak anılan Şam (Arapçası Dımaşk) ile ilgili rivayetler insanlığın başlangıcına kadar gidiyor. Kur’an-ı Kerim’de kıssası geçen ve dünya tarihindeki ilk cinayet olan Kabil ile Habil olayının Şam’ın kuzeyindeki Kasiyun Dağı’nda gerçekleştiğine inanılıyor.

EN ESKİ BAŞKENT

Dünyanın en eski başkenti, üzerinde kesintisiz yerleşim görülen en eski şehir olduğu iddia edilen Şam’ın Hz. Nûh’un oğlu Sâm veya torunları tarafından kurulduğuna ve Hz. İbrâhim’in burada doğduğuna dair rivayetler mevcuttur. Evliya Çelebi, Şam’ın Hz. Nuh’un oğlu Sam tarafından kurulduğunu ve şehrin isminin Sam’dan değişim olduğunu bildirir.

Osmanlı döneminde Mekke, Medine ve Kudüs’ten sonra dördüncü kutsal şehir olarak görülen Şam, İslamiyet’ten önce de kutsal bir şehir sayılmaktaydı. Şehir bu dönemdeki kutsiyetini, yakınlarında Tevrat ve İncil zamanlarından kalma bir mabet bulunan Barada Nehri’ne borçludur.

YASEMİN ŞEHRİ

Arapçası Dımaşk olmasına rağmen Suriye halkı tarafından Şam olarak bilinir. Şiirde ‘Yasemin Şehri’ olarak kullanımı vardır.

Suriye, Filistin, Lübnan ve Ürdün’den oluşan Bilâdüşşam bölgesinin en önemli merkezlerinden biri olan Şam (Dımaşkuşşam) Arap ve İslam dünyasının önemli kültür merkezlerinden birisidir.

Hz. Ebubekir döneminde Ecnâdeyn zaferiyle birlikte Suriye ve Dımaşk’ın kapıları Müslümanlara açılmış, Fetihlerle bölgeye gelen sahâbîlerin bir kısmı şehre ve özellikle yakınlardaki Dâriyyâ’ya yerleşmiştir.

OSMANLI’NIN İZİ VAR

Hz. Osman’ın isyancılar tarafından öldürülmesi ve ardından Suriye Valisi Hz. Muaviye’nin Medine’de halife seçilen Hz. Ali’ye karşı bir iktidar mücadelesi başlatmasıyla birlikte Dımaşk siyasî açıdan önem kazanmıştır. Emeviler’in Şam’ı başkent olarak seçmesi şehrin kaderini değiştirmiştir.

Şam 1516’dan 1918 yılına kadar Osmanlı hakimiyetinde kalmış olup şehir dokusu Türk dönemlerinde şekillenmiştir. Şehirde Osmanlının birçok eseri halen ayaktadır.

REKLAM ALANI
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ