Almanya’da ABD karşıtlığı yükseliyor

Almanya’da halk yeni yönetimi tayin etmek üzere sandık başına gidiyor. Aşırı sağın ciddi karşılık bulduğu bir dönemde, Trump yönetiminin AfD’yi desteklemesi nedeniyle ülkede Amerikan karşıtı sesler yükseliyor. Cuma akşamı Türkiye’de ‘‘Merkel’in Partisi’’ olarak anımsanan Alman Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) son kapalı salon etkinliğini yapıyor. Ruh havzasında, Oberhausen’da 4 bin partilinin katıldığı etkinlikte büyük bir kazanma enerjisi gözleniyor. CDU Başbakan adayı Friedrich Merz. Amerikan finans kuruluşlarında görev almış bir isim. Altmış dokuz yaşında. Seçim stratejisini, toplumu sallayan aşırı sağcı Almanya Alternatif Partisine karşı‚ ‘‘Yangın Duvarı’’ örmek olarak tanımlıyor. Bu tanımlama ile sol kesimin ağır hakaretlerine de hedef oluyor. Merz sahne alıyor. Bir saat süren uzun ama coşkulu bir konuşma yapıyor. Seçim kampanyasının ilk günlerinde AfD ile saf tutmakla itham edilen Merz, ‘‘Yabancılar bizim zenginliğimiz. Yabancılar bu toplumun bir parçası’’ diyor.

Merz’in yabancılar konusunda yumuşak bir üslup tercih etmesinin ana nedeni Münih Güvenlik Konferansında, Amerikan Yönetimi temsilcilerinin misafir olarak bulundukları Almanya’da, Almanya’yı hedef alan aşırı sağı desteleyen ifadelerinin yol açtığı tartışmalar. Ülkedeki sığınmacı varlığı odaklı başlayan seçim kampanyası, Alman siyasi partilerinde Trump Amerika’sına tepkilere dönüşen bir söylem yarattı. Amerikan yönetiminin birbiri ardına gelen tehditleri Alman siyasi parti temsilcilerini yabancı karşıtlığından, Amerikan karşıtlığına yönlendirmiş durumda. Nitekim CDU Başbakan adayı Merz konuşmasında ‘Trump Amerika’sına karşı’ olduğunu ifade etmekten çekinmiyor.

Kamuoyu anketleri bugün yapılan seçimlerde oy dağılımını yüzde olarak CDU 31, AfD 21, Alman Sosyal Demokrat Partisi SPD 17, Yeşiller 16, Sol Parti 6, BSW 6 şeklinde öngörüyor. Alman halkının arzusu CDU – SPD büyük koalisyonu ile aşırı sağın iktidarına engel olunması yönünde. Bu nedenle büyük partilerin Türk seçmenin oylarına ihtiyacı var. Almanya’da Türklere ait takriben 2 binin üzerinde cami var. Arap, Pakistanlı, İranlılar ile birlikte bu cami sayısının 3 bin dolayında olduğu tahmin ediliyor. Cuma günü tüm camilerde verilen hutbelerde toplumsal barışın korunması amacıyla Müslümanlara sandığa gitmeleri çağrısında bulunuluyor.

Türk seçmenin oy potansiyeli aşırı sağcı yükselişe karşı bir engel olarak görülüyor. Alman politikacılar camileri ziyarette bulunuyor. Yerleşim birimlerinde Alman milletvekili adayları Türklerle ortak etkinlikler düzenleniyor. Mahalleliye parti binalarının önünde kurulan döner tezgahlarından, vekil adayları döner ikram ediyor. Erken genel seçimlere milletvekili sayısını önemli ölçüde düşüren yeni seçim yasası ile gidiliyor. Seçimlerde 53 Türkiye kökenli aday yarışıyor. Artık hemen hemen tüm partilerde Türk adaylar var. Bazı seçim bölgelerinde Türk adaylar birbirine karşı listelerde. 59 milyon seçmenin bulunduğu Almanya’da 6 bin 200 milletvekili adayı var. 299 seçim bölgesinde 630 sandalyeli Federal Meclise girmek için çabalıyorlar.

Türk seçmenin sandığa gitmesi için Almanya Türk Toplumu yıllardır kampanyalar düzenliyor. Alman Türk Toplumu Seçim Koordinatörü Kenan Kolat, Almanya’daki Türk kökenli seçmenlerin seçimlere katılım oranının yüzde 30 civarında tahmin ediyor. “Bu oranın yüzde 60-70’lere ulaşması durumunda’’ Türklerin ‘‘Kendi geleceklerini ve Almanya’nın geleceğini belirleme ve etkileme şansına sahip olacaklarına” inanıyor. Sosyal Demokrat Parti (SPD) 21 milletvekili adayı ile partiler arasından en çok Türk kökenli vekil adayına yer veren parti. Hristiyan Sosyal Birlik Partisinde (CSU) Türk kökenli adayı Hülya Düber’in ise seçilmesine kesin gözüyle bakılıyor. Hülya Düber, seçilmesi halinde CSU’nun ilk Türk kökenli Alman milletvekili olarak tarihe geçecek. Bu seçimde iki Türk kökenli de aşırı sağcı Almanya için Alternatif Partisinden aday gösterildi.

Eyalet listelerinin dağılımında 53 Türk aday dikkat çekse de 300’ye yakın seçim bölgesinde yarışan binlerce aday arasında alacağı tercihli oylarla sürpriz yapabilecek bir çok Türk aday da bulunuyor. Başbakan Olaf Scholz’un partisi SPD dışındaki partilerin Türk adaylara ön sıralarda yer vermemiş olduğu dikkat çekiyor. Sandıktan CDU birinci parti çıksa da, koalisyonu oluşturma konusunda SPD veya Yeşillerin alacağı oylar, hükümetinin niteliğini belirleyecek. Bu bağlamda Amerika ve Rusya tarafından açınca desteklenen AfD’nin olası bir seçim başarısı Almanya’nın geleceğini yakından ilgilendiriyor. Şimdiden AfD’nin seçim kampanyalarına destek veren Trump Yönetimi ve Elon Mask’ın koalisyon müzakerelerinde CDU Başbakan adayı Friedrich Merz üzerinde baskı kurmaya çalışacağı yorumları yapılıyor. Bugün sadece Almanya için değil Avrupa’nın öncü ülkesi olarak Avrupa’nın geleceği için önemli bir gün olarak tarihe geçiyor.

Caddeleri ve meydanları seçim afişlerinde başbakan adaylarının resimleri ile Türk adayların resimleri yan yana er alıyor. Almanya nüfusu 83 milyonun yüzde 25’ye yakının, 20 milyon kişinin yabancı kökenli olduğu biliniyor. SPD seçimlere Başbakan Olaf Scholz’u liste başı aday olarak göstererek katılıyor. Yeşiller adayı ise Başbakan Yardımcısı Robert Habeck. Koalisyon ortağı 2 partinin de geçen seçimler dikkate alındığında, oy kaybedeceği tahmin ediliyor. Yüzde 20 dolayında oy alması beklenen Alice Weidel bir süre öncesine kadar ilgi uyandıran bir siyasi olarak belli kesimleri beğenisini toplarken, bugün yaşam tarzı ile eleştirilerin hedefi oluyor. Almanya Tarım Bakanı Cem Özdemir ise aday listelerinde yok. Bunun nedeni Özdemir’in yapılacak Baden-Württemberg Eyalet seçimlerinde eyalet başbakanlığı için aday olması.