Berat gecesi önemi ve fazileti: Bağışlanmak isteyenler için kaçırılmayacak fırsat
Ramazanın müjdecisi olarak kabul edilen Berat Gecesi bu akşam tüm yurtta büyük bir sevinçle idrak edilecek. İslam’a göre “berat” günahlardan arınma, temize çıkma, ilahi af ve rahmete nail olma anlamlarına geliyor. Bu gecenin önemi ve faziletine ilişkin Peygamber Efendimiz’in (S.A.V) hadisi şerifleri bulunmakta. Berat gecesinde Allah’ın affına mazhar olmakta için çaba ve gayret sarf etmek gerekir. Bu gece mağfiret gecesidir. Kur’an’ın Levh-i Mahfuz’dan dünyaya indirildiği bu gecede ilahi rahmet yayılır. Peki Berat gecesinin önemi nedir? Bu gecede neler oldu, Berat Gecesi faziletleri neler, hangi dualar edilir, yapılacak ibadetler neler?

Sözlükte, borçtan aklanma belgesi, müsaade, izin anlamlarına gelen berat, şaban ayının on beşinci gecesi olan af ve mağfiret gecesinin adıdır. Berat gecesi, yaratılanların bir sene içindeki rızıklarına, zengin veya fakir, aziz veya zelil olacaklarına ve ecellerine dair Allah [celle celâluhû] tarafından meleklere bilgi verildiği gecedir.

Bu gece Kur’ân-ı Kerîm’in levh-i mahfûzdan dünya semasına toplu indirildiği gecedir. Berat gecesi, Peygamber Efendimiz’in [sallallahu aleyhi vesellem] üç gün üst üste Allah Teâlâ’ya dua edip yalvararak ümmetine şefaat etmeyi isteyip kendisine, günah işlemeye devam edip Allah’tan [celle celâluhû] uzaklaşanlar dışında bütün ümmetine şefaat yetkisinin verildiği gecedir.
Resûlullah [sallallahu aleyhi vesellem] şöyle buyurmaktadır: Şabanın yarı (on beşinci) gecesi olduğu vakit, gecesinde ibadet için kalkınız, gündüzünde de oruç tutunuz. Zira Allah Teâlâ güneşin batışından itibaren rahmetiyle dünya semasına tecelli eder ve şöyle buyurur: ‘Bağışlanmak isteyen yok mu? Onu bağışlayayım. Rızık isteyen yok mu? Onu rızıklandırayım. Dertli yok mu? İstesin de derman vereyim.’ Bu çağrı şafak sökünceye kadar devam eder.

Bu gecede, bir yıl içinde olacak bütün işler hükme bağlanıp ifası için Cenab-ı Hak tarafından meleklere verilir. Gecesini ibadet ve dua ile gündüzünü oruçlu geçirmek faziletlidir.
Çünkü, Hz. Muhammed (s.a.s.), Şaban’ın onüçüncü gecesi ümmeti hakkında şefaat istemiş, bu şefaatin üçte biri verilmiş, ondördüncü gecesi yine istemiş, üçte biri daha verilmiş, onbeşinci gece yine talep etmiş, bu gece şefaatın tamamı ihsan edilmiştir. Bu şefaatten mahrum olanlar, devenin ürküp kaçtığı gibi Allah’tan kaçanlardır. (bk. er-Râzî ve Ebussuud Efendi Tefsirleri, ed-Duhân sûresi 3. ve 4. âyetlerin tefsiri; Hasan Basri Çantay, Kur’ân-ı Hakim ve Meâl-i Kerim, İstanbul 1959, III, 904, 905)

Berat gecesi hakkında Allah Resulü (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Şaban ayının onbeşinci gecesi olduğu zaman, gecesinde ibadete kalkın. Ve o gecenin gündüzünü oruç tutun. Çünkü o gece güneş batınca Allah Teâlâ (Keyfiyeti bizce meçhul bir halde) dünyaya en yakın göğe inerek (o andan) fecir oluncaya kadar: “Benden mağfiret dileyen yok mu, onu mağfiret edeyim. Benden rızık isteyen yok mu, onu rızıklandırayım. (Bir bela ile) mübtela olan yok mu, ona kurtuluş vereyim. Şöyle olan yok mu? Böyle olan yok mu?” buyurur.” (İbn Mâce, H. no: 1388)
Diğer bir hadiste de şöyle buyruluyor:
“Bu gece Şaban’ın onbeşinci gecesidir. Allah Teâlâ bu gecede Beni Kelb kabilesinin koyunlarının tüyleri sayısınca insanları Cehennem’den kurtarır. Ancak kendisine şirk koşanların, Müslümanlara karşı kin ve düşmanlık besleyenlerin, akrabaları ile münasebeti kesenlerin, gururlu ve kibirlilerin, ana-babasına asî olanların ve içki içmeye devam edenlerin yüzüne bakmaz.” (Buhârî, et-Tergîb ve’t-Terhib, II, 118)

Cenab-ı Hak, rivayete göre Kur’an’ın Levh-i Mahfuz’dan dünyaya indirildiği Berat gecesi için Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor;
“Apaçık Kitaba yemin olsun ki Biz Kur’an-ı mübarek bir gecede indirdik. Biz, gerçekten uyarıcıyız. O mübarek gecede, her hikmetli iş katımızdan bir emirle ayırt edilir.” (Duhan, 44/1-4) Böyle bir geceyi ganimet bilip dua, zikir ve ibadete yönelerek amel defterini zenginleştirmek, Allah’ın kulları için bulunmaz bir fırsattır.

Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in, Ramazan dışında en çok oruç tuttuğu ay, Şâban ayı idi.
Hz. Ayşe (r.a.) şöyle dedi: “Resulullah hiçbir ayda, Şâban ayında tuttuğu oruçtan daha fazla oruç tutmazdı. Şâban ayının tamamını oruçlu geçirirdi.” (Müslim, Sıyâm 176; İbni Mâce, Sıyâm 30) Başka bir rivayette, “Pek az bir kısmı hariç, Şâban ayını baştan sona oruçlu geçirirdi.” denilmektedir. (Buhârî, Savm 52; Müslim, Sıyâm 177. Ayrıca bk. İbni Mâce, Sıyâm 30)

Bu gecede daha fazla ibadet edilmeli ve çokça af ve mağfiret için dua edilmelidir. Bu gecede bol bol Kur’an-ı Kerim okunmalıdır. Günahların affı için dualar edilmelidir.


“Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.