REKLAM ALANI
REKLAM ALANI

Dünyaya korku salan gizli örgütler

ABD’de siyasî hayat üzerinde etkili olduğu düşünülen lobilerle ilgili yeni yayınlarda bilinen fikirlerin dışına çıkıldığını görüyoruz. Bizde birtakım kişi ve çevreler güya Türkiye adına bunlarla iş yapıyordu. Lobiler özellikle Soğuk Savaş döneminde çok fazla öne çıkmıştı ve ABD’de Yahudilerin gücü hakkında dışarıya çok güçlü mesajlar veriliyordu. O günkü anlayışa göre lobiler, siyasî sistemin merkezindeydi ve ABD siyasetine tesir etmek isteyenler bunlarla bağlantı kurmak zorundaydı. Lobilerin gücü

  • 21 Şubat 2025
  • 9 kez görüntülendi.
Dünyaya korku salan gizli örgütler
REKLAM ALANI

ABD’de siyasî hayat üzerinde etkili olduğu düşünülen lobilerle ilgili yeni yayınlarda bilinen fikirlerin dışına çıkıldığını görüyoruz. Bizde birtakım kişi ve çevreler güya Türkiye adına bunlarla iş yapıyordu. Lobiler özellikle Soğuk Savaş döneminde çok fazla öne çıkmıştı ve ABD’de Yahudilerin gücü hakkında dışarıya çok güçlü mesajlar veriliyordu. O günkü anlayışa göre lobiler, siyasî sistemin merkezindeydi ve ABD siyasetine tesir etmek isteyenler bunlarla bağlantı kurmak zorundaydı. Lobilerin gücü kıskançlık yaratacak düzeydeydi. Zannediyorum lobilerle ilgili propaganda seksenlerden sonra gündemi şekillendirmeye başladı. Özal döneminden itibaren ABD siyasetine tesir edebilmek için lobilerle bağlantı kurmak zorundaymışız gibi bir anlayış oluşmuştu. Bu dönemden itibaren lobilere ne kadar para kaptırıldığı konusunda herhâlde kesin bir bilgi yoktur fakat Yahudi lobilerinin gücüne yönelik inanç İsrail hakkındaki fikirleri de dönüştürdü. Lobilerle iş yapmanın zorunluluğu hakkında yayınlar yapıldı. Fakat bu propaganda çalışmalarına katılanların ilişkileri ve düşünceleri daima karanlıkta kaldı.

Yahudi lobilerinin gücüyle ilgili değerlendirmelerin siyasî hayatımıza kolaylıkla sızmasının ve nüfuz alanını genişletmesinin derinde yatan sebepleri vardı. Seksenli yıllarda Yahudilik ve masonlukla ilgili sansasyonel yayınlarda dünyayı ellerinde tutan gizli örgütlerle ilgili etrafa korku salınıyordu. Fakat Yahudilerin dünya siyaseti üzerindeki etkisiyle ilgi fikirler daha eskiye dayanıyordu. Bu alanda bir devamlılık vardı. Dolayısıyla seksenlerde ABD lobilerinin siyasî sistem üzerindeki etkisini pazarlamak çok da zor değildi. Kanaatime göre FETÖ’cüler küresel ağ ilişkilerine bu dönemde dâhil oldu. Bağı Türkiye’de zaten işleyen bir kanal üzerinden kurdular. Lobilere para kaptırmak elbette önemliydi fakat sorun daha büyüktü. ABD liberalizminin Türkiye üzerindeki hâkimiyeti oldukça sağlam temeller üzerine bina edildi.

15 Temmuz 2016 büyük bir devrimdir fakat meydana gelen değişimlerin fikir dünyamız üzerindeki etkileri herhâlde daha sonraki dönemlerde tartışılacak. Bugün Türkiye’de birçok yeni başlıkları gündeme getirmek ve bunları yeni bir açıdan değerlendirebilmek için elbette kalıpların kırılması gerekiyordu. Türkiye’de özgürlük kavramı oldukça dar bir alanı kuşatacak şekilde tartışılıyor. Muhalif alanda konumlananlar bu kavramı fazlasıyla istismar ettiği için 15 Temmuz’dan sonra kırılan kalıpların nelerden ibaret olduğu üzerinde durulmadı. Doğal olarak Tayyip Erdoğan’ın “devrimci” etkisi kısır tartışmalara feda edildi. Hâlbuki devrimci etki dünya sistemi bağlamında tartışıldığında oldukça yeni bakış açılarına imkân veriyor. Bugün Yahudi lobilerine para kaptıran bir kimse kaldı mı bilmiyorum fakat başta söylediğim yayınlarda gösterildiği gibi lobilerin de içinde yer aldığı sistem ciddî olarak sorgulanıyor. Norman Finkelstein’in, “Holokost Endüstrisi” adlı kitabında Yahudi lobilerinin Avrupa ülkelerinden döve döve

YAZI ARASI REKLAM ALANI

nasıl para kopardığı tafsilatıyla anlatılıyor.

Gerek Finkelstein’in gerek Pappe’nin Yahudi lobileriyle ilgili ifadeleri bildiğimiz kalıpların dışındaki bir durumu işaretliyor. Yahudi lobilerinin gücünü kimse inkâr etmiyor fakat sisteme hâkim olanların kimler olduğu hususu da tartışmaya açılıyor. Lobilerin gerçek manada aracı kurumlar olduğu ortaya çıkıyor. Trump’ın duruma vaziyet etmesiyle birlikte mevcut tabloyu çok daha sağlıklı bir şekilde görmeye başladık. Geçmişte Yahudi lobileri Siyonist faaliyetler içinde yer alarak Avrupalılardan döve döve para alırken aslında ABD müesses nizamının içinde hareket ediyordu. Lobiciler sistem izin verdiği ya da sisteme uygun hareket ettikleri ölçüde Avrupalıları ya da başkalarını dövebiliyordu. Nasıl olsa koparılan para sistem içinde kalıyordu. Bugün ise Avrupalılar bizzat ABD müesses nizamı tarafından dövülüyor. Artık aracılara gerek duymuyorlar.

ABD, Avrupa ülkelerinin pek çoğunu peşine takarak İslam coğrafyasını otuz yıl boyunca işgal altında tuttu. Daha düne kadar birçok devletin parçalanacağı söyleniyordu. Coğrafyamız küçük devletlere pay edilecek ve yeni bir kolonizasyon dönemi başlayacaktı. Bütün paralarını buraya yatırdılar. FETÖ ve PKK gibi bağımlı yapılar da gelecek tasarımını bu fikir üzerine inşa etti. Zihnî kalıplar da böyle bir tasarımla şekillendi. Gazzeliler neyi başardı sorusunu çok daha geniş bir açıdan cevaplamak gerekir. Suriye’de meydana gelen devrimi de günlük sıkıntıların içinden görmemek gerekir. ABD’nin İslam coğrafyasıyla ilgili “vizyonu” çöktü ve başarısızlığı kabul ettiler. Sıra Avrupalılara geldi. Ya otuz akçe ile ABD köprüsünden geçecekler

ya da dayağı yedikten sonra kırk akçe verecekler.

REKLAM ALANI
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ