Hitler’in torunları yardımları eziyete çevirdi: Gazze’de Nazi Kampı

Terör devleti İsrail, Birleşmiş Milletler’in (BM) itirazına rağmen ABD ile ortaklaşa ihdas ettiği Gazze İnsani Yardım Vakfı (GHF) aracılığıyla, Gazze’de üç aydır açlığa mahkum ettiği binlerce Filistinliye yardım kolisi dağıtma girişiminde bulundu. Girişim, organizasyon eksikliği nedeniyle fiyaskoya dönüşürken aç bırakılan binlerce Gazzeli, yardım kolilerinin dağıtılacağı noktada izdihama sebep oldu. 20 aydır soykırıma maruz bıraktığı insanların onurunu da çiğneyen işgal devletinin askerleri, yardım almaya gelen insanlara ateş açtı. Gazze’nin güneyinde belirlenen noktalarda Nazilerin 80 yıl önce yaptığı gibi sivilleri dar alanlara toplayan İsrail, hayatta kalma dürtüsüyle gıda yardımı almaya gelen Filistinlilerin onurunu çiğnedi. BM ve uluslararası toplumun yanı sıra İsrail iç kamuoyundan muhalifler de yaşanan fiyaskoya ağır eleştiriler yöneltiyor.

İsrail ile ABD tarafından yardımları organize etmek üzere kurulan GHF’nin yetkilileri ve silahlı korumaları, kontrolü kaybedince dağıtım merkezinden kaçtı. Bunun üzerine terör ordusu kalabalığa ateş açtı. İşgal güçleri, yardım dağıtımına gelen GHF yetkililerinin bölgeden tahliye edilmesi için savaş helikopterleriyle tahliye operasyonu yaptı. GHF yetkilileri, helikopterler tarafından güçlükle bölgeden uzaklaştı. Gazze’deki Filistin Hükümeti, İsrail güçlerinin, yardım organizasyonu başladıktan sonra 48 saatte yardım almak üzere yönlendirdiği 10 Filistinliyi öldürdüğünü açıkladı.

İsrail tarafından Gazze’de insani yardım dağıtılması, BM’nin yanı sıra İsrail iç kamuoyundan da itirazlarla karşılanmıştı. GHF Başkanı Jake Wood, henüz organizasyon başlamadan yardım dağıtımının Gazzelileri bölgeden tehcir etmek için kullanılan bir yem olduğunu belirterek iki gün önce istifa etmişti. GHF yetkililerini korumak için günlük 1.100 dolardan aylık 33 bin dolar maaşla istihdam edilen ABD’li bir güvenlik şirketine bağlı silahlı korumalar ise yaşanan izdihamı kontrol edemedi. Havaya ateş açan “silahlı güvenlikçiler” kalabalığı durduramayınca arkalarına bakmadan kaçmak zorunda kaldı. Bu da organizasyonun güvenlik ayağının da başarısızlığını gösteren bir kanıt oldu.

Yaşanan fiyasko İsrail iç kamuoyunda infiale sebep oluyor. Bütün itirazlara rağmen yardımı organize etmekte ısrar eden ancak başarısız olan İsrail’deki aşırı sağcı koalisyon hükümetinin muhalifleri, sert eleştirilere başladı. İsrail eski Dışişleri Bakanı Avigdor Liebermann, sosyal medya hesabından yayınladığı mesajda, yardım organizasyonunun İsrail Dış İstihbarat Servisi (MOSSAD) tarafından doğrudan organize edildiğine vurgu yaparak, “Finansmanın MOSSAD tarafından sağlandığını Savunma Bakanlığı itiraf ediyor. İsrail, vatandaşlarının sırtından milyonlarca doları çöpe atıyor” cümlelerine yer verdi.

Yardım kolilerinin ve içindeki ürün paketlerinin üzerinde İbranice yazılar olması da finansmanın İsrail’den yapıldığını kanıtlayan göstergeler olarak değerlendirdi. 7 Ekim 2023’ten beri Filistinlileri katleden İsrail’in dağıttığı, hangi firmalar tarafından üretildiği belirsiz olan bu ürünlerin güvenilirliği de sorgulanıyor. İbranice yazıların olduğu paketlerde içeriğe dair herhangi bir bilginin yer almaması da bu şüpheleri besliyor.

Gazze’nin güneyindeki Refah’ta kurulan yardım dağıtım merkezinde yaşanan görüntüleri değerlendiren BM Yakındoğu Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Direktörü Philippe Lazzarini ise organizasyonun İsrail tarafından Gazze’deki Filistinlileri tehcir etme planı olduğunu söyledi. UNRWA ve diğer kuruluşların 400’den fazla noktada yardım organize ettiğini hatırlatan Lazzarini, “İsrail’in 3-4 noktada yardım dağıtması insanları Gazze’nin toplam yüzölçümünün yüzde 20-25’ini oluşturan bir bölgeye yığılmaya zorluyor. Peki bundan sonrası ne olacak? Bu insanlar orada mı kalacak yoksa Gazze’nin dışına mı itilecek” diye sordu. BM Konut Hakkı Özel Raportörü Balakrishnan Rajagopal de, yardımın dağıtılış şeklini “sadistçe” şeklinde nitelendirerek eleştirdi. Rajagopal, “(Bu) Yardım dağıtımının, aşağılamak, öldürmek ve işkence yapmak için kullanıldığı bir ABD-İsrail suçudur” ifadesini kullandı.

Yaşanan skandala rağmen pişkin tavrını sürdüren İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise sözde yardım dağıtımının sebep olduğu dramatik görüntüleri, “geçici bir kontrol kaybı” olarak nitelendirerek, geçiştirmeye çalıştı. Netanyahu, BM ve uluslararası yardım kuruluşlarının raporlarına rağmen Gazze’de açlık politikası uygulamadıklarını iddia etti. Hamas’ın yardımları gasbettiği iddiasını yineleyen Netanyahu, aç bıraktıkları Filistinlilere yönelik dün basına yansıyan insanlık dışı görüntüleri geçiştirmeye çalıştı.

İsrail ile birlikte fiyaskoyla sonuçlanan organizasyonu yapan ABD’nin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tammy Bruce, yaşananlardan Hamas’ı sorumlu tutarak, “Hamas olmasa işlerin daha kolay olacağını” söyleyip skandal bir açıklama yaptı. Hamas’tan yapılan açıklamada ise “sözde güvenli” dağıtım noktalarının, yardıma muhtaç sivilleri kasıtlı olarak aşağılayan bir düzen haline geldiği belirtildi. Açıklamada, bu yardım dağıtım noktalarının bir gasp aracına dönüştürüldüğü ve “tuzaklı insani koridorların” zorlama örneğinden başka bir şey olmadığı kaydedildi.