İsrail infaz ettiği sağlık personellerinin elleri ve ayaklarını bağlayarak gömdü

Soykırımın devam ettiği Gazze’de 23 Mart’ta Güney Gazze’ye doğru hareket eden sağlık personelleri İsrail askerleri tarafından infaz edildi. Kızılay, ambulans görevlileri Mostafa Khufaga, Saleh Muamer ve Ezzedine Shaath ile ilk müdahale gönüllüleri Mohammad Bahloul, Mohammed al-Heila, Ashraf Abu Labda, Raed al-Sharif ve Rifatt Radwan’ın öldürüldüğünü açıkladı. Ambulans görevlisi Assad al-Nassasra isimli kişinin halen kayıp olduğu kaydediliyor. Personellerin son bulunduğu bölgeye ulaşan Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı ve sağlık personelleri ekip arkadaşlarının cansız bedenlerinin toplu mezara gömüldüğünü tespit etti. Ayrıca sivillere yardım için bölgeye giden sağlık personelleri meslektaşlarını hurdaya dönüştürülmüş araçların altında toprağa gömülü halden çıkarılarak ceset torbalarına koydu.

Sivil savunma teşkilatı, olay yerine girdiğinde ekip liderinin cesedinin yanı sıra bir ambulans ve Kızılay’ın itfaiye aracının da bulunduğunu, itfaiye aracının “hurda metal yığınına döndüğünü” söyledi. Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA) yetkilileri ve Kızılay çalışanları olay yerine geri döndüklerinde 8 Kızılay çalışanının, diğer 5 sivil savunma müdahale görevlisinin ve bir BM personelinin toplu gömülmüş cesetlerini bulduklarını açıkladı. Ayrıca ekip içerisinde yer alan ve sonradan iletişimi kesilen Kızılay çalışanı hala kayıp.

Toprak altında araçlarla gömülü halde bulunan sağlık çalışanlarından 5’inin cesedi inceleyen Han Yunus’taki El Nasır hastanesindeki bir adli tıp danışmanı Ahmad Dhaher, hepsinin kurşun yaralarından öldüğünü ve yakın mesafeden atılan kurşunların “belirli ve kasıtlı” yerlerine dayanarak bazı vakalarda infaz tarzı öldürmeye dair kanıtlar olduğunu belirtti.

The Guardian’a konuşan Dhaher, “Tüm vakalar, köpekler gibi hayvanlar tarafından parçalanmış ve neredeyse sadece bir iskelet olarak kalmış olması nedeniyle belirlenemeyen bir tanesi hariç, birden fazla kurşunla vurulmuştu” dedi. İsrail, geçen ay ateşkesi sona erdirdiğinden beri Gazze’deki hava ve kara saldırılarını genişletti . Gazze kasabı Başbakan Benjamin Netanyahu, Çarşamba günü bölgeyi “bölmeyi” planladığını söylemişti.

“Ön analizler, kurşun yaralarının yerleri belirli ve kasıtlı olduğundan, uzak mesafeden değil, infaz edildiklerini gösteriyor,” dedi. “Bir gözlem, kurşunların bir kişinin kafasına, bir diğerinin kalbine ve üçüncü bir kişinin gövdesine altı veya yedi kurşun sıkılarak vurulduğudur.” Kalıntıların çürümesi nedeniyle belirsizliğe yer olduğunu vurgulayan uzman, diğer vakalarda ise “kurşunların çoğunun omuz, dirsek, ayak bileği veya bilek gibi eklemleri hedef aldığını” belirtti.

Cesetlerin kurtarılmasına tanık olan iki kişi Salı günü Guardian’a, elleri ve bacakları bağlanmış cesetler gördüklerini, bunun da ölümlerinden önce gözaltına alındıklarını düşündürdüğünü söyledi. Kızılay sözcüsü Nebal Farsakh Çarşamba günü sağlık görevlilerinden birinin “ellerinin ve bacaklarının vücuduna bağlı olduğunu” söyledi. Ancak, Cumartesi ve Pazar günü Rafah’ın dışındaki toplu mezardan çıkarılan cesetler arasında Shubaki yoktu; bunlardan sekizi Kızılay ambulans çalışanları, altısı sivil savunma kurtarma çalışanları ve biri de BM yardım kuruluşu Unrwa’nın bir çalışanı olarak tanımlandı. IDF, ölülerin neden araçlarıyla birlikte gömüldüğüne dair sorulara veya bazılarının bağlandığına dair işaretler gösterdiğine dair raporlara yanıt vermedi.

23 Mart’taki saldırıdan kurtulan tek kişi olan Kızılay gönüllüsü Munther Abed, ambulansların saldırıya uğradığı sırada güvenlik protokollerine uyduğunu söyleyerek resmi İsrail’in “ambulansın sirenleri yanmıyordu” açıklamasını yalanladı.