REKLAM ALANI
REKLAM ALANI

Kandil’den sonra Suriye ne olacak?

Terör örgütü PKK silah bırakmak zorundaydı. Bunun birçok nedeni var. Ama iki temel sebebi şudur: Bir. Örgüt, sahip olduğu jargon/ideolojiden yapılanmaya kadar her detayıyla Soğuk Savaş ürünüydü . Bu çağa ait değildi. Ömrünü tamamladı (Bunda, küresel güç mücadelesinin Orta Doğu’dan Uzak Asya’ya kayacak olması da rol oynadı.) İki. Türkiye, terörle mücadelede ciddi bir kapasite biriktirdi. Terörü kaynağında kurutma, doğrudan lider kadrosunu hedef alma stratejisine yöneldi. Örgütün alanı daraldı. Bu

  • 30 Nisan 2025
  • 11 kez görüntülendi.
Kandil’den sonra Suriye ne olacak?
REKLAM ALANI
Terör örgütü PKK silah bırakmak zorundaydı. Bunun birçok nedeni var. Ama iki temel sebebi şudur: Bir. Örgüt, sahip olduğu jargon/ideolojiden yapılanmaya kadar her detayıyla
Soğuk Savaş ürünüydü

. Bu çağa ait değildi. Ömrünü tamamladı (Bunda, küresel güç mücadelesinin Orta Doğu’dan Uzak Asya’ya kayacak olması da rol oynadı.) İki. Türkiye, terörle mücadelede ciddi bir kapasite biriktirdi. Terörü kaynağında kurutma, doğrudan lider kadrosunu hedef alma stratejisine yöneldi. Örgütün alanı daraldı.
Bu kapsamda, İmralı’nın “Silah bırak, kendini feshet” çağrısı konjonktürün doğru okunduğunu gösteriyor. Gelişmeleri takip ediyorsunuz: İmralı’ya dördüncü ziyaret yapıldı. DEM heyeti
Cumhurbaşkanı Erdoğan’la

, ardından mevzuat ve İmralı koşulları talepleri kapsamında
YAZI ARASI REKLAM ALANI
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç

ile görüştü.
Tablo olumluydu, örgütün Kongre toplayarak silah bırakması bekleniyordu, ancak lider kadro ayak diriyor.
PKK Yürütme Komitesi

dün “27 Şubat tarihli çağrıda belirtilenlerin yapılabilmesi için bize ulaşan somut bir şey yok” dedi. Öcalan’ın “Özgür yaşar ve çalışır koşullara kavuşarak kongreyi yönetmesi” istendi. Mayıs ayına işaret edildi.
Şurası açık:
Örgüt silah bırakmadan, İmralı koşullarında yapılacak kapsamlı bir değişiklik toplumsal rızayı zehirler.

Kandil, mayıs ayını da bir şekilde geçiştirirse çözüm gündemi
heyecanını kaybeder.

SURİYE’DE HEDEF DARALTTILAR

Peki, Suriye ne olacak? Suriye sahası örgüte
zamanın ruhuna uygun kabuk değişimi

için fırsat sundu. SDG, ABD’den aldığı destekle Suriye’de terör koridoru kurma hayaline kapılmıştı ama Esad rejimi devrilince hedef daraltmak zorunda kaldı. 10 Mart’ta imzalanan
Şara-Mazlum Abdi anlaşmasıyla

, SDG’nin Şam’a entegrasyonu, yani Suriye’nin toprak bütünlüğü kabul edildi. Ancak bu entegrasyonun nasıl olacağı belirsizdir. Nitekim bu anlaşmadan dört gün sonra (14 Mart)
Dışişleri Bakanı Fidan ve MİT Başkanı Kalın

Şam’a giderek Ankara’nın öncelik ve endişelerini dile getirmiştir.

Şimdi dananın kuyruğunun kopacağı o ana yaklaşmaktayız. Son durum tablosunu şöyle özetleyelim:

Bir. İsrail’in aksi yöndeki çabaları sonuç vermedi. ABD, Suriye’deki askeri varlığını azaltıyor. ABD hem İsrail’e hem de SDG’ye “
Suriye’de artık askeri değil siyasi rol oynayacağını”

iletti.

İki. Trump’ın “Makul ol” çıkışı sonrasında Netanyahu Suriye konusunda kendini geri çekti. Washington-Ankara arasında Suriye konusunda güçlü bir diyalog var. İsrail gibi SDG’nin de bu gerçeği kabul ettiği, pozisyonunu buna göre alacağı söylenebilir.

SDG’NİN İSRAİL’E TEKLİFİ

Üç. Batı medyasına yansıdı:
SDG, ABD ile kurduğu ilişkinin bir benzerini İsrail’le kurmak istemiş

. İsrail ilginç bir şekilde reddetmiş. Öte yandan ABD’nin Suriye’yi “İsrail’le normalleşen Arap koalisyonu” içine katmaya çalıştığı da bir sır değil. Şam’ın uluslararası kredisinin arttığı şu günlerde SDG’nin (Hatta Kandil’in) dirsek teması kurabileceği tek bölgesel aktör kalıyor. O da İran.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın

15 Nisan tarihli, gözden kaçan şu vurgusunu biraz da buna bağladım: “Suriye konusunda kimi aktörler Türkiye’nin sabır taşının direncini sınamak yerine dostluğunun kıymetini bilmeli, örgüt gibi değil devlet gibi hareket etmeli.”
Dört. Tüm bunlara rağmen, Şara-Mazlum Abdi anlaşmasının uygulanmasında gecikme yaşanıyor. SDG tarafı,
müzakereler başlamadan önce daha geniş bir koalisyon oluşturma çabasında

. Kademeli uygulanan bu planı biraz açalım.
FEDERASYON KARTINI ÖNE SÜRÜYORLAR

Esad, Suriye’den kaçtıktan iki gün sonra (10 Aralık 2024)
ABD, SDG ile Barzani’ye yakın Kürtleri bir araya getirdi.

Amaçları Kürt aktörlerden bir blok oluşturarak SDG’yi Şam’la masaya oturtmaktı. SDG, bu entegrasyon sürecinde
federasyon ve silah bırakmama taleplerini

dile getireceğini saklamadı. ABD’li yetkililer bu süreçte Suriye-Erbil arasında mekik dokudu. Bu görüşmelerde SDG, Barzani’ye yakın Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) ile Suriye’de
adem-i merkeziyetçiliğe dayanan federal bir hükümet sistemini

Şam’a önerme konusunda anlaştı (18 Mart).
Konuyla ilgili daha kapsamlı konferans, haftasonu Kamışlı’da yapıldı. Türkiye, Kuzey Irak ve Suriye’den isimlerin katıldığı konferansın sonuç bildirgesinde,
Şam yönetimine “Ademi merkeziyetçilik/federasyon” önerilmesi

, bunun için de müzakere heyeti oluşturulması kararlaştırıldı.
SURİYE’YE DIŞ MÜDAHALE KRİZ ÇIKARIR

Dışişleri Bakanı Fidan

, Türkiye’nin “Ülkedeki her türlü etnik, dini, mezhepsel bölücülüğün karşısında olduğunu” vurguladı. Şam yönetimi de bir açıklama yayınlayarak
ilk kez SDG’yi açıkça eleştirdi

: “Yapılan açıklama ve girişimler, ülkenin birliğini ve toprak bütünlüğünü tehdit etmekte” denildi. SDG’nin
Suriye’nin kuzeyinde demografik değişim peşinde olduğu

, toplumsal yapıyı tehdit ettiği vurgulandı. SDG’nin -anlaşmaya aykırı olarak- kontrol ettiği bölgelerde devlet kurumlarının çalışmasına izin vermediği ifade edildi.
Ortada en az bunlar kadar problemli iki husus daha var: Bir. SDG, Suriye’nin kaderini etkileyecek federasyon gibi önemli bir konuyu Suriye halkına sormadan, oldu bittiye getirerek dayatıyor. İki. Müzakere başlıklarını ABD, Fransa, Erbil gibi dış aktörlerle oluşturuyor.
Şam’da “Dış müdahale” algısını güçlendiriyor.

Bu tavır yeni çatışmaları tetikleyecek tehlikeli bir sürecin kapısını aralayabilir.
REKLAM ALANI
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ