REKLAM ALANI
REKLAM ALANI

The Godfather

Trump’ın resmen vazifesine başladığı devir teslim töreninde rakipleri olan sâbık Başkan Biden ve yardımcısı Kamala Harris de vardı. Trump bu toplantının resmi ve anenevî kod ve sınırlarını zorlayan bir konuşma yaptı. Taraftarları ve ekibi kendisini ayağa kalkarak coşkulu bir şekilde alkışladı. Biden ve Harris, bir iki yerde Biden’ın yüz hatlarında ufak tefek oynamaları ihmâl edecek olursak, bu anlarda hiçbir tepki vermediler. Elbette beklenen de buydu. İstisnâsı, bu ikilinin Trump’ın katıksız İsrâil

  • 14 Şubat 2025
  • 29 kez görüntülendi.
The Godfather
REKLAM ALANI
Trump’ın resmen vazifesine başladığı devir teslim töreninde rakipleri olan sâbık Başkan Biden ve yardımcısı Kamala Harris de vardı. Trump bu toplantının resmi ve anenevî kod ve sınırlarını zorlayan bir konuşma yaptı. Taraftarları ve ekibi kendisini ayağa kalkarak coşkulu bir şekilde alkışladı. Biden ve Harris, bir iki yerde Biden’ın yüz hatlarında ufak tefek oynamaları ihmâl edecek olursak, bu anlarda hiçbir tepki vermediler. Elbette beklenen de buydu. İstisnâsı, bu ikilinin Trump’ın katıksız İsrâil taraftarı vurgularında tepkisiz duruşlarını bırakıp, ayağa kalkarak harâretli bir şekilde yeni Başkanı alkışlamalarıydı. O lâhza vaziyetin Ortadoğu, bilhassa da Filistin halkı için ne kadar ciddî olduğunu anlamıştım.
Amerikan elitleri, Cumhûriyetçilerden Demokratlara, Barnie Sanders gibi namuslu düşünebilen az sayıda bir kesimin hâricinde, neredeyse mutlak bir ekseriyetle Filistin soykırımına destek veriyorlardı.

Bu manzaranın Amerikan kamuoyundaki hakiki durumu tam mmânasıyla aksettirmediğini düşünebiliriz. Ama orada da, İsrâil’in Nazi siyaset ve hareketlerine hatırı sayılır bir desteğin olduğunu düşünebiliriz. Benzer bir manzara, İsrâil kamuoyunda da tâkip ediliyor. İsrâillilerin %80’inin, hepsi Netanyahu’yu sevmesese de, onun Gazze’de yaptıklarına destek veriyor. Bu hakikaten de çok düşündürücü bir durum.
Daha bir ayını doldurmadan Trump dünyânın-ne kadar kaldıysa- ayarlarıyla oynayan bir performans ortaya koydu.
Performans

diyorum; çünkü henüz fazlaca bir eylem yok.
YAZI ARASI REKLAM ALANI
NAFTA’yı ve NATO’yu fiilen ortadan kaldıracağı

âşikâr olan Kanada ve Grönland tehditlerinin kuvveden fiile geçirildiğini gösteren bir işâret yok. Trump tarafından Kanada ve Meksika’ya karşı uygulamaya geçirileceği beyân edilen gümrük tarifleri ise tehir edildi. Trump Panama’yı tehditleriyle yola getirdi. Diğer taraftan Çin’e karşı gümrük tariflerini yükseltti. Meksika’dan gelen insan göçünü hayli baskılamış görünüyor.
Trump’ın söylemi tipik olarak
racon yüklü mafyoz bir söylem

. Bu söylemin muhatap olanda caydırıcı bir tarafı var. Mafya bu raconları keserek, doğrudan eylem yapmaksızın, yâni zahmete fazlaca girmeden elde edeceğini elde eder. Trump tam da bunu yapıyor. Racon kesiyor, tehdit ediyor, imâ ediyor ve sâdece bu kadarıyla en zayıfları yola getiriyor. Diğerlerine ise, düşünmek için bir miktar mühlet veriyor. Panama ilk, Danimarka ise ikinci gruba giriyor. Kanada ise şimdilik hayli dişli çıktı.
Mafya, mâlûm, varlıklara kânun dışında çökmeyi ifâde eder.

Çökme iki şekilde olur. İlkinde, sâhiplerini öldürürek veyâ sürerek doğrudan mülkiyete el koyar. Grönland ve Kanada için Trump’ın ,şimdilik fiile geçmemiş olsa da kestiği racon tam da bunu gösteriyor. Burada hedeflenen mâsum bir vatandaş veyâ âile şirketi olabileceği kadar daha küçük bir mafya da olabilir. Aslında Trump İsrâil’e de ,şuurlu veyâ şuursuz hızını alamayıp gâsip bir muamelede bulundu. Netanyahu ile görüşmesinde iştaha gelerek Gazze’nin turistik potansiyelinden dem vurdu ve ABD’ye verilmesinin; turistik bir cennete dönüştürülerek ABD tarafından işletilmesinin en doğrusu olacağını söyledi. Trump’ın İsrâil desteği ile gevşeyen, ağzı kulaklarına erişen Netanyahu’nun, bunu duyduğunda suratının aldığı ifâde evlere şenlikti. O, ABD’ye, Gazze ve Batı Şeria’ya çökmek için en büyük babanın (The Godfather) elini öpüp desteğini almaya gelmişti. Lâkin, hiç beklemediği bir şekiilde The Godfather’ın Batı Şeria ile ilgilenmediği ama Gazze’ye ağzının sulandığını gördü. Evet,işte bâzen böyle komik şeyler de olabiliyor.
İkinci çökme usulü ,varlıkların işletmesini onlarda bırakarak
haraç almakla

alâkalıdır.Trump’ın Ukrayna’ya revâ gördüğü muamele de benzer bir durumu düşündürüyor. Biraz açalım. Mafyalar arasındaki rekâbetler ve kanlı çatışmalar meşhurdur. Talana henüz açılan bâkir yerlerde hâkimiyetin kime âit olacağı meselesi çeşitli mafyaları çatıştırabilir. Bunlar
bekâret savaşlarıdır.

Talan edilen yerlerde hâkimiyeti yerleşik mafyadan almak isteyen başka mafyaların devreye girmesi savaşları başlatabilir. Bunlar ise
evli veya dul kadın kaldırma savaşlarıdır

. Her zaman savaş doğurmayan bir durum daha vardır. Mafyanın tehditlerine mâruz kalan işletmeler başka bir mafyadan koruma veyâ destek isteyerek bu tehlikeyi savuşturmak yolunu seçebilirler. Trump, sıkışan Ukrayna’ya râicini açık açık iletti; “Seni, sana çöken Rusya’ya karşı desteklerim ,ama bana 500 Milyar Dolarlık nâdir element verirsen” dedi. Koruma işlemi başlarsa, çok defâ tehditkâr mafya geri çekilir. Çünkü bu aynı zamanda kendi geçim yoludur. Başkaları da kendisinden koruma isteyebilecektir. (Mafya centilmenliği). Şimdilik Zelenski de buna sıcak bakıyor görünüyor.
Devlet ile mafya münasebetleri hayli heyecan uyandıran bir sâhadır. Bâzıları devletin en büyük mafya olduğu; hattâ
mafyanın yasalaşmış ve meşrûlaşmış

yüzü olduğunu iddia eder.Ben bu değerlendirmelere bâzı benzerliklerin abartılı yorumu olarak bakarım. Bu, belki başka bir yazının mevzuu olabilir. Ama bana,
devlet-mafya ilişkileri

çok daha ilgi çekici gelmiştir. Doğrusu Biden ile Trump arasında nasıl bir fark vardır sorusu tam da burada tartışılmayı hak ediyor. Biden,
ABD devletinin kurucu değerlerini bahane ederek dünyâya meydan okudu ve bu değerleri korumak adına onu ateşe atmaktan çekinmeyeceğini

ortaya koydu. Trump ise bu
kurucu müesses değerlerle alay ederek, onları çiğneyerek bu süreci derinleştireceğini

apaçık söylüyor. Biden araya racon sokmadan doğrudan fitili yaktı. Trump ise fitili elinde tutuyor ve racon ile elde edeceğini elde ettikten sonra onu yakacağını imâ ediyor. Buyurun ikisinden birisini seçin, eğer seçilecek bir şey gerçekten varsa..
Alain Minc mafya hakkında çok düşündürücü şeylerden bahsetmiş; mafyanın üç türü olduğunu yazmıştı. İlki
devletin yanında

, ikincisi
devletin arkasında

, üçüncü ise
devletin içinde

. Bu ayırımlar artık hayli kifâyetsiz kalıyor. Latin Amerika kartelleri yeni bir mafya çeşidi olarak tezâhür ediyor. Onlar
devletin üzerindeki

mafyanın misâlleri. Trump ise beşinci çeşit mafyayı düşündürüyor. Bu patern, devlet ile mafyanın birebir örtüşmesini ve özdeşleşmesini ifâde ediyor. Buna mafyanın devletleşmesi demek onu hafifletmek ve çarpıtmaktır. Doğrusu
devletin mafyalaşmasından

başka bir şey değildir.
REKLAM ALANI
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ