REKLAM ALANI
REKLAM ALANI

Ürdün ve İhvân

Ortadoğu’nun gündemi açısından, geçtiğimiz haftanın en önemli hadiselerinden biri, Ürdün Krallığı’nın ülkedeki Müslüman Kardeşler Teşkilâtı (kısaca İhvân) yapılanmasını tamamen “yasa dışı” ilân ederek mal varlıklarına el koymasıydı. İhvân’ın şimdiye kadar nispeten özgürlük içinde faaliyet gösterdiği Ürdün’de yaşanan bu gelişmeyi kendi bağlamına oturtabilmek için, geçmişe doğru küçük bir yolculuk yapmak gerekiyor: 1928’de Hasan el-Bennâ ve arkadaşları tarafından Mısır’ın İsmâiliyye şehrinde kurulan

  • 02 Mayıs 2025
  • 2 kez görüntülendi.
Ürdün ve İhvân
REKLAM ALANI

Ortadoğu’nun gündemi açısından, geçtiğimiz haftanın en önemli hadiselerinden biri, Ürdün Krallığı’nın ülkedeki Müslüman Kardeşler Teşkilâtı (kısaca İhvân) yapılanmasını tamamen “yasa dışı” ilân ederek mal varlıklarına el koymasıydı. İhvân’ın şimdiye kadar nispeten özgürlük içinde faaliyet gösterdiği Ürdün’de yaşanan bu gelişmeyi kendi bağlamına oturtabilmek için, geçmişe doğru küçük bir yolculuk yapmak gerekiyor:

1928’de Hasan el-Bennâ ve arkadaşları tarafından Mısır’ın İsmâiliyye şehrinde kurulan İhvân, kısa süre içinde çevre ülkelere yayılmış ve teşkilâtlanmaya başlamıştı. Ciddi bir Filistinli nüfusa ev sahipliği yapan Ürdün, 1945’te İhvân’ın resmî biçimde yapılanmasına izin verdi; hatta teşkilâtın başkent Amman’daki açılış merasimine Kral Abdullah bizzat iştirak etti. Ülkesinin içinde bulunduğu özel şartlar sebebiyle halk tabanındaki desteğini mümkün olduğunca genişletmeyi hedefleyen Kral Abdullah, İhvân’ın sosyal yardımlaşma ve dayanışma sahasındaki faaliyetlerini siyasî açıdan “faydalı” buluyordu.

Ortadoğu’daki kaotik gelişmelere paralel olarak, Ürdün İhvânı’nın Kraliyet rejimiyle ilişkileri bir tür “işbirliği” halinde şekillendi. Kral Abdullah’ın 20 Temmuz 1951 günü Mescid-i Aksâ’nın içinde bir Filistinli tarafından öldürülmesinin ardından, İhvân kendisini şiddet eylemlerinden uzak tutan bir duruşu benimsedi. 1952’de henüz 17 yaşındayken tahta çıkan Kral Hüseyin’in 47 yıllık uzun saltanatı boyunca, İhvân, bütün siyasî -ve ekonomik- krizlerde monarşi yönetimini destekledi:

YAZI ARASI REKLAM ALANI

13 Nisan 1957 günü Mısır Cumhurbaşkanı Cemal Abdunnâsır’dan ilham alan kraliyet karşıtı askerlerin kalkıştığı darbe girişimi sırasında, İhvân açık bir şekilde Kral Hüseyin’in yanında yer aldı. İhvân’ın tavrında, Abdunnâsır’ın Mısır’da teşkilâta karşı uyguladığı ağır baskılar etkiliydi. 1970’in sonbaharında, tarihe “Kara Eylül Olayları” adıyla geçen bir başka darbe girişiminin sonrasında bu defa Ürdün’deki Filistinli gruplar ezilirken, İhvân yeniden Kral Hüseyin’le aynı safta durdu. 1957 ve 1970 hadiselerinin en önemli sonucu, Filistinli direniş gruplarının Ürdün topraklarından tümüyle çıkarılması olmuştu. İhvân’ın monarşiyle ittifak tazelediği süreçlerden bir başkası, 18 Nisan-30 Mayıs 1989 tarihlerinde Ürdün’ü sarsan sokak protestolarıydı. Ekonomik krizin sokağa döktüğü kızgın kalabalıklar ülkede yapısal reformlar ve değişim talep ederken, İhvân yeniden Kral Hüseyin’e desteğini açıkladı. Aynı destek, Ağustos-Eylül 1996’da Ürdün halkı yeniden sokakları doldurduğunda yinelenecekti.

Bu süreçte, Ürdün İhvânı yapısal bir değişikliğe giderek, 1992’de “İslâmî Eylem Cephesi” (Cebhetu’l-Ameli’l-İslâmî) adını aldı. “İhvân’ın siyasî kanadı” olan İslâmî Eylem Cephesi, monarşi sistemi içinde kendisine güçlü bir yer bulmuş, Kral’ın parlamentoyu fesih yetkisinin bulunduğu -ve sıklıkla bu yetkiyi kullandığı- Ürdün’de, İslâmcı kesimlerin kendilerini “meşru biçimde” ifade edebileceği bir kanala dönüşmüştü.

Kral Hüseyin’in 1999’daki ölümünün ardından yerini alan oğlu Kral II. Abdullah döneminde ise, İhvân-rejim ilişkileri eski randımanını kaybetti. Bazı İhvân mensuplarını kabineye davet ederek işe başlayan Kral Abdullah, sonrasında zaman içinde teşkilâtı devlet kademelerinden uzaklaştırdı. Bu tutumun arka planında hem bölgesel gelişmeler hem de ABD başta olmak üzere uluslararası çevrelerin baskıları etkiliydi. Gerilim, Arap Baharı’yla birlikte artık baskıya dönüştü. 2016’da İhvân’ın Amman’daki genel merkezine düzenlenen polis baskını, rejimle ilişkilerin negatif seyrinde bir dönüm noktasıydı. Nihayet, geçtiğimiz 23 Nisan günü Ürdün İçişleri Bakanı Mâzin Ferrâye, İhvân’ın tümüyle “yasa dışı” ilân edildiğini, tüm ofis ve kurumlarının kapatıldığını, mal varlıklarına ve banka hesaplarına el konulduğunu kamuoyuna resmen duyurdu.

Ürdün Krallığı’nın bu kararının arka planında Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır gibi bölgenin güçlü ülkelerinin yaptığı telkinler var. Büyük ölçüde dış ekonomik yardıma bağımlı durumdaki Ürdün’ün bu telkinlere direnmesi mümkün değil.

Söz konusu ülkelerde zaten “terör örgütü” muamelesi gören İhvân, Ürdün’deki yasakla birlikte büyük bir mevzi kaybetmiş oldu. Ancak Ürdün’ün Ortadoğu denklemindeki hususi yeri sebebiyle, rejimin kendi meşruiyetini sağlamlaştırmak için İhvân’a yeniden ihtiyaç duyacağı günler de gelecektir.

REKLAM ALANI
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ